Evrendeki kayıp madde bulundu

Evrendeki kayıp madde bulundu

Galaksileri, yukarıdaki resimde de görülen Başak yıldız kümesinde görüldüğü gibi gözlemlemek mümkün, ancak aralarındaki boşluğun yoğunluğunu ölçmek, evrenin eksik kütlesinin nerede olduğu sorusunu ele alabilmek için en önemli zorluk.

Evrenin çoğu gizemli “karanlık madde” ve “karanlık enerji” den oluşuyor. Bunların araştırılması, genellikle var olduğu bilinen pek çok sıradan maddeyi hala bulamadığımız gerçeğini gölgede bırakıyor. Yeni bir çalışma, bu “kayıp maddenin” konumuna ilişkin kanıtın 20 yıl önce X-ışını uydusu ROSAT tarafından tespit edildiğini ancak önceki analizlerde gözden kaçtığını öne sürüyor.

Erken evrenin ölçümleri, Büyük Patlama’da bizim için görünür olması gereken ne kadar madde formu (karanlık madde veya karanlık enerji değil) yaratıldığını ortaya koyuyor. Bu malzeme, protonları ve nötronları içeren parçacık kategorisi olan baryonlardan oluşuyor. Yıldızlar, gezegenler veya gaz bulutları şeklini alabiliyor.

Yine de galaksilerin ve diğer maddelerin kütlesini tahmin etmeye yönelik çalışmalara göre, bu miktarın sadece yarısı üretilmiş görünüyor. Astronomlar, büyük miktarlarda maddenin kaçırdığımız bir yerde gizlendiğini düşünüyor ve bu boşluğu doldurmak için sürekli araştırma yapılıyor. Bu yılın başlarında, hızlı radyo patlamalarının (FRB’ler) iletimini etkileyen galaksiler arasındaki boşlukta fark ettiğimizden daha fazla malzeme olduğuna dair kanıtlar ortaya çıktı.

Bununla birlikte, tek bir makalenin nadiren uzun süredir devam eden bir gizem hakkında son sözü söylemesi mümkün değil. Yeni bir çalışma, eksik maddenin yerini tespit etmenin alternatif bir yolunu bulmak için eski verileri yeniden analiz etti.

Evrenin kütlesinin çoğunun, galaksilerin yalnızca en yoğun kümeler olduğu muazzam iplikçikler halinde olduğu düşünülüyor. Institut d’Astrophysique Spatiale’den Dr. Nabila Aghanim, tek bir görüntüde alınamayacak kadar zayıf olan X-ışını emisyonlarını görünür hale getirmek için ROSAT2 görüntülerini üst üste yığdı.

Gökyüzünün belirli bölümlerinde dağınık X-ışınları olduğuna dair kanıt bulan Aghanim ve arkadaşları, Astronomy and Astrophysics’te yayınladıkları bir makalede, konumların 100 milyon ışık yılı uzunluğundaki 15.000 bilinen filamentle eşleştiği bildiriliyor. Galaksi kümelerinin maskelenmiş olması, yakınlarda X ışınlarının varlığını doğruluyor. Makale, X-ışınlarını çevreleyen galaksilerdeki emisyon üretmeye yetecek kadar sıcak gaza bağlıyor, ancak çok düşük yoğunlukta oldukları için onları tespit etmek için çok fazla uğraşmak gerekiyor.

Bu konumlarda metreküp başına düşen parçacık sayısı çok düşük olsa da, ortam tamamen boşluk gibi görünse de, Douglas Adams‘ın bize söylediği gibi uzay, “büyük. Gerçekten büyük.” Adams galaksilerin içindeki mesafelerden bahsediyordu, ancak onların dışında daha da fazla, olağanüstü düşük yoğunluklarda bile birçok maddeyi tutmaya yetecek kadar hacim var.

Sıcak, X-ışını yayan Aghanim gazının, radyo sinyallerini bozan galaksiler arası malzeme ile ne kadar iyi eşleştiğini sonra göreceğiz. Makalede, sonuçların diğer bazı yöntemlerden elde edilen gaz yoğunluğu tahminleriyle tutarlı olduğu söyleniyor.  

Tekno Haberin

TeknoHaberin.com sitesi içerisinde güncel hayata dair bir çok konu hakkında bilgi edinebileceğiniz geniş kapsamlı blog sitesi. Sitemizdeki tüm içerikler tamamen bilgilendirme amaçlıdır. Oluşabilecek problemlerden teknohaberin.com sitesi sorumlu tutulamaz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir