Dünya genelinde yüzlerce yıldır tanımlanamayan patlama sesleri duyuluyor. Bu seslere bazen depremler eşlik etse de, bu durum her zaman için geçerli değil. Ancak sesler, 1811-1812 Madrid depremlerinden Ocak 2020 tarihine kadar zaman zaman duyuldu. Bu sesler bazen rüzgar ve dalga seslerine benzetiliyor ve genellikle depremlerden ziyade soğuk havalar ile ilişkilendiriliyor.
Bu yıl ise Dünya genelinde tanımlanamayan pek çok ses bildirilmiş durumda. Seslerin arasında, Bratislava’daki Darth Vader’ın nefes alışına benzeyen seslerin ve Teksas sakinleri tarafından duyulan patırtıların bulunduğunu biliyoruz. Bazı uzmanlar, bu yeni seslerin büyük bir çoğunluğunun, salgın sebebiyle Dünya genelinde devam eden eve kapanmalar ile beraber gelen sessizlik sayesinde daha rahat duyulabilen rüzgar ve şimşek gibi meteorolojik arka plan sesleri olabileceğini iddia ediyor. Ama herhangi bir kesinlik söz konusu değil.
Dünya genelinde pek çok bölgede duyulan bu sesler farklı özelliklere sahip. Örneğin New York’taki Finger Lakes bölgesinde bulunan Seneca Gölü civarında sıklıkla duyulabilen sesler, bazen camları ve kapıları sallandıracak kadar şiddetli olabiliyor.
Bilim insanları da artık bu seslerle ilgilenmeye başlamış durumda. Yeni bir araştırma, ABD’de 2013 yılı ve sonrasında duyulan sesleri, EarthScope Transportable Array (ESTA) sismik verileri ile karşılaştırıyor ve kaynağı belirlemeye çalışıyor.
North Carolina Üniversitesi’nden bir ekip, seslerin sıklıkla duyulduğu North Carolina tarihini incelediler. Ekip, ESTA’dan alınan sismo-akustik veriler ile bu sesleri doğrulamayı amaçlıyordu. Ancak ekibin bulduğuna göre sesler ile depremler örtüşmüyor. Araştırmacılardan bir olan Eli Bird‘ün Live Science’a söylediğine göre ekip, artık bu seslerin kaynağının sismik aktivite olmadığını düşünüyor ve çalışmalarında atmosferik olaylara öncelik vermeye başladı.
Bulgularını American Geophysical Union (Amerika Jeofizik Birliği) toplantısında sunan araştırmacılar, ses-altı verilere (yani insanların duyamadığı düşük frekanslı seslere) odaklandıklarında 1 ve 10 saniye arasında değişen sinyaller bulduklarını söyledi. Üstelik bu bulgular, bildirilen seslerle ilişkilendirilebiliyor.
Ancak şimdilik sesler için net bir açıklama bulunabilmiş değil ve Dünya genelinde seslerin kaynağının aynı olup olmadığı da bilinmiyor. Bunların pek çoğunun bilinmeyen doğal sebepler yerine ses bariyerini aşan uçaklardan kaynaklanması mümkün. Diğer muhtemel açıklamaların arasında ise fırtına dalgalarının ve tusunamilerin seslerinin belirli bir yönde güçlenmeleri ve metanhidrat yataklarından salınan metan gazının yanması bulunuyor.
Bir diğer olasılık ise atmosferin üst katmanlarındaki büyük meteorlar olarak görülüyor. Bu meteorlar, genellikle oluşturdukları ses duyulana kadar fark edilmiyorlar ve ses duvarını aşarak bir ses patlaması oluşturabiliyorlar.
Kısacası bu seslerin kaynağı ya da kaynakları konusunda halen net bir bilgiye sahip değiliz ve araştırmaların, şimdilik açıklanamayan olayların arasında yer almaya devam eden bu sesler konusunda tatmin edici bir cevap bulmalarını beklemeye devam ediyoruz.
Bir cevap yazın